Midnight In Paris



Woody Allen'ın '11 yapımı filmi Midnight In Paris, "bu" tür şeylerden hoşlananlar için "hah, evet orası.."na temas edebilirken, "bu" denli şekerlen/diril/miş şeylere tahammülü olmayanlar içinse işkenceye dönüşebilme potansiyelini -fazlasıyla, barındırıyor.. İkinci grupta yer aldığımı belirttikten sonra, filmin hikayesine geçelim..

Tek istediği kitabının satması (iyi olması değil, dikkatinizi çekerim) olan, bu konuda tipik bir yaklaşıma sahip Amerikalı bir çiftin evlilik hazırlığı yaparken ayrılmaları üzerine.. Tabii, bu öyle hemen olabilecek bir şey olmadığı için rasyonalize etmek lazım: Nedir?? Zamanda yolculuk yaparak, Paris'in geçmişine giderek geçmişe saplanıp kalmaktan vazgeçmeli, bir de "doğru" kişiyi bulmalıyız..

Öncelikle zamanda yolculuk fikri işlevsel olsa da, masalsı atmosfer filmi "büyükler için çocuk filmi" formatına sokuyor: Üzerine geçmişteki ünlü kişilerin ciddi anlamda rahatsız edici karikatürize halleriyle karşılaşmak, filmden uzaklaştıyor.. İstisnasız tüm karakterlerin bu denli karikatürize edilmesi, bence filme zarar veren en büyük etken: "Entel skeçi de böyle oluyormuş demek ki.." diye de -gözlem amacıyla, izleyebilirsiniz tabii, bu sahneleri..

Gil'in kendini bularak, "doğru" kararlar verebilmesi, dediğim gibi filmde işlevsel bir şekilde özetlense de, diğer "şimdiki zaman" karakterlerinin altını deşmeye başlayacağınızda karşılaşacağınız şey, koca bir "hiç" oluyor maalesef.. Midnight In Paris, şu haliyle ancak Paris romantiklerini tavlayabilir ki, amacına da ulaşmış görünüyor..

Kathy Bates ise olağanüstü..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NoDerivs 3.0 Unported License.