"Oğlancık Erika'ya bakıyor dikkatle, ona biraz
gülmesini öğütlüyor delikanlı.. Neden her zaman bu kadar ciddi??
..
Şimdi neşelenmesi istenen kuzene kendisine ait güreş
numarasını gösterme zamanı geldi..
Onun için yolculuk başladı, aşağıya doğru son hızla,
elveda.. Dönüşü olmayan yolculuk.. Uzunlamasına batıyor dibe.. Başaşağı gidiyor
her şey, asansör iniyor aşağıya; ağaçlar, yaban gülü çalısının sardığı küçük
merdiven korkuluğu yaydan fırlamış ok hızıyla geçip gözünün önünden
kayboluyor.. Birdenbire yukarı çekildi Erika.. Kaburgaları birbirinin içine
geçmiş gibi, Oğlancık'ın göğüs kılları görünmez oldu başının üzerinde.. Sınır
çizgisi yer değiştiriyor.. Artık oğlanın hayalarının yer aldığı kesenin bağları
göründü bile.. Hemen sonra küçük kırmızı Everest Tepesi çıkıyor ortaya
acımasızca, büyük planda, hemen altında uzun açık renkli uyluk tüyleri..
Asansör aniden duruyor.. Zemin katı.. Sırtında bir yerde kemikleri çatırdıyor
şiddetle, menteşeler gıcırdıyor, birdenbire öylesine sert sıkıştırıldı ki..
İşte diz çöktü bile, yaşasın.. Oğlancık bir kez daha bir kızı alt etmeyi
başardı.. Yaz tatilinin getirdiği kuzeninin önünde eğilmiş duruyor şimdi kız;
tatil çocuğu, öteki tatil çocuğunun önünde.. Erika'nın neredeyse dikişlerinden
patlayıp çıkacakmış gibi duran bu gülen maskeye bakmak için kaldırdığı yüzünde,
gözyaşlarının olduğu hafif bir cila parlıyor.. İyi oldu.. Oğlancık zaferinden
çok memnun.. Kızı iyice bastırıyor çayıra.. Anne, çocuğunun, herkesin hayran
olduğu yetenekli kızının, köylü bir gençten gördüğü muameleye karşı çıkıyor
bağırarak.. Erkeklik organıyla dolu kırmızı kese sallandı, onun gözlerinin
önünde baştan çıkarırcasına döndü, bir topaç gibi.. Kimsenin karşı koyamadığı
baştan çıkarıcının o.. Kısa bir an için sadece yanağını dayıyor oraya.. Neden böyle
davrandığını kendisi de bilmiyor.. Sadece bir kez hissetmek arzusunda, bu
parıltılı Noel ağacı topuna sadece bir kez dudaklarıyla dokunmak istiyor.. Bir
an için bu paketin alıcısı o.. Dudaklarını gezdirdi üzerinde, yoksa çenesi
miydi?? Kendisi istedi bunu.. Oğlancık, kuzeninin içindeki bir çığı harekete
geçirdiğini bilmiyor.. Erika gözlerini alamıyor bir türlü oradan.."
Bu alıntı filmde yer almayan kuzenle ilgili: Tıp okuyor,
spor (güreş/judo) yapıyor, canlı, capcanlı.. Diğer erkek karakter Walter Klemmer'e
ne kadar da benziyor değil mi: Prolog ve açılış jeneriğinin ardından devreye
giren sarı saçlı, mavi gözlü güzel çocuğa: Erika ve annesi asansörle çıkarken,
merdivenleri yürüyerek çıkmasına rağmen onlarla aynı hızda giden/güç gösterisi
yapan, teknik okulda okurken bir yandan da klasik müzikle ilgili, iyi bir
piyanist olmasının yanı sıra, spor yapan, Erika'nın aksine sosyal becerileri
son derece gelişmiş çocuğa??
Daha önceki La Pianiste entry-yazımda belirttiğim gibi,
Walter hiçbir Haneke karakterine benzemiyor:
Kusursuz, çok, çok ama çok fazla hem de.. Bünyesinde topladığı
özellikler Erika'da bazı şeyleri harekete geçiriyor: Tuhaf bir kıskançlık
-aşkla beraber, genç ve gelecek vaat eden bir çocuk..
Ancak iki erkek karaktere baktığımızda aslında
birbirlerinden pek de farklı olmadıklarını görüyoruz: Jelinek'in yer verdiği
iki erkek karakterin de bu denli "güçlü" (spor yapması),
"akıllı" (tıp ya da teknik okulda okumaları), çekici, seksi olmasının
Erika'yla alabildiğine kontrast yaratmak için olduğunu düşünmekten ziyade,
farklı okumalar da yapabiliriz: "Ulaşılmaz erkek" imgesine:
Psikolojide bilhassa histerik kadınların ısrarla kendileri için "ulaşılmaz"
olan erkeklere aşık oldukları görüşü yaygındır: Ki, Oedipus çözümlemesine baktığımızda
bunun belli bir gerçekliği de içinde barındırdığını görebiliriz.. Erika
histerik değil, bunda mutabıkız.. Ancak aynı semptom, babasıyla sorunlu bir
Oedipus dönemi geçiren çocuklarda da gözlemlenebiliyor.. Kitaptaki iki erkek
karakterin de her açıdan (Walter'ın penisinin 17cm olduğu bilgisini de
öğreniyoruz misal) bu denli kusursuz olmasının işaret ettiği nokta bu bana
kalırsa: Ancak bunu Jelinek özelinde değil, kitap özelinde imlediğimi de
belirteyim.. Erika'nın dikkatini sadece bu denli kusursuz erkekler çekebiliyor:
Çünkü Erika da kendisini "kusursuz" olarak değerlendiriyor-
daha sonra yeniden ayrıntılandıracağım..
Walter daha ilk görüşünde Erika'dan etkileniyor.. Bununla
birlikte çok çabalasa da, Erika ona istediği gibi davranmıyor, ancak bu sadece
görünürde: Çocuğu ders çıkışında takip ediyor, her hareketini gözlüyor,
Walter'ın yakınlık gösterdiği (filmde oldukça yakın davranırken, kitapta sadece
göz kırpıyor) kıza hiç düşünmeden zarar verebilecek düzeneği hazırlayabiliyor..
Okul tuvaletindeki yakınlaşmalarının akabinde, Erika
açılıyor -mektupla.. İşte bundan sonra Walter da giderek sadistleşiyor..
Erika'nın durumunu igğrenç bulurken, işi dalga geçmeye dek vardırması,
Erika'nın oral seks yaparken kusması sonrasındaki "ağzın kokuyor" (ki,
kitapta oldukça uzun sürüyor bu) eleştirisi ve hepsinden önemlisi Erika'nın
mektupta yer verdiklerini yaptığı sahne.. Ve sonrası.. Her ne kadar s&m
ilişkiler kendisine göre değilmiş gibi davransa da, Walter yarı-bilinçsiz bir
şekilde içindeki sadisti ortaya çıkarıyor..
Çünkü Erika'yı elde edemediği her an değersizleştirmeye
başvuruyor: İkili-karşıtlık.. Çevresindeki kadınları çok rahat bir şekilde
etkileyen Walter da "ulaşılmaz" Erika'ya ulaşmak istiyor.. Her ne
kadar filmde yer verilmese de, Erika günden güne daha "süslü" (gözü
rahatsız edecek kadar) giyinmeye başlıyor-
walter için.. Çocuk da bunun farkında.. Ve tek isteği
Erika'nın üstündekileri çıkarmak: Ancak bunu, Erika'nın rüküşlüğüne
dayanamadığı için mi, yoksa Erika'nın içine girmek için mi istediğini bilmiyoruz..
Bildiğimiz tek bir şey var: Walter, Erika'ya aşık değil..
Sadece çok iyi rol yapıyor.. Erika'ya tecavüz ettikten hemen sonraki gün: Nasıl
da rahat, hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyor..
Her şeyi yapmayı göze alan-
annesinden vazgeçmeyi bile: Herkesten gizlediği (her
anlamıyla) içini, açmak.. Yargılanmamayı, dahası bunun için kaygılanmamayı
ummak.. Beni hep ağlatan "bundan sonra ne giyeceğime sen karar ver.."
demek/-ebilmek: Bunların ne anlama geldiğini, senin için ne anlam ifade
ettiğini bile bilmeyen ve asla öğrenemeyecek bir çocuk-adama aşık olmak..
Sabırla, bir gün kullanacağını düşünerek, umutla satın aldığın/biriktirdiğin
bdsm aletlerine küçümseyerek bakan bir çocuk-adam var karşında.. Yazdığın mektubu
suratına fırlatan.. Geri dönüşsüz.. Dönüşümsüz: Ve seni terk eden-
hiç birlikte olmamıştı/k ki..
Buz pistindeki topuklu ayakkabılı kadın, "Erika, kır çiçeği.."